Gastrointestinal Sistem Parazitozları
Ders Notları > D3
Parazitlerin Gruplandırılması
Protozoalar (Tek hücreliler)
- Vücutları tek hücreden yapılmıştır.
- Sarcomastigophora
- Çoğunlukla aseksüel üreyen tek hücreliler
- Sarcodina (yalancı ayaklılar): Entameoba histolytica
- Mastigophora, Flagellata ya da Kamçılılar: Giardia, Leishmania, Trypanosoma, Trichomonas cinsleri
- Apicomplexa:
- Genellikle hücre içi paraziti
- Cryptosporidium, Plazmodium, Toxoplazma, Babesia, Cyclospora, Cystoisospora cinsleri
- Ciliophora, Silliler ya da Kirpikliler: Balantidum coli
- Microspora:
- İmmun baskın kişilerde hastalık oluştururlar.
- Microsporidium gibi
Helmintler (Solucanlar)
- Çok sayıda hücreden oluşur. İyi gelişmiş organlara sahiptirler.
- Trematodlar: Vücutları yassı, yaprak şeklinde. Fasciola, Schistosoma
- Sestodlar : Vücutları yassıdır. T.saginata, H.nana
- Nematodlar: Vücutları silindir şeklinde olan yuvarlak solucanlardır. Ascaris lumbricoides, Enterobius vermicularis
Arthropodlar (Eklembacaklılar)
İki ana sınıfta toplanmışlardır
- Akarlar ( keneler)
- İnsektalar( bit, pire, sivrisinek )
Diyare .. GİS semptomu olanlar
- Protozoa: Giardia lamblia, Cryptosporidium parvum, Entamoeba histolytica, Isospora belli, Dientamoeba fragilis, Balantidium coli
- Nematod: Ascaris lumbricoides, Enterobius vermicularis, Trichuris trichiura, Ancylostoma duodenale, Necator americanus, Strongyloides stercoralis
- Sestod: Taenia saginata ve T. solium, Hymenolepis nana ve H. diminuta, Diphyllobothrium latum
- Trematod: Fasciolopsis buski, Heterophyes heterophyes, Metagonimus yokogawai
Sistemik semptomu olanlar
- Protozoa: Toxoplasma gondii, Sarcocystys spp.
- Nematod: Trichineila spiralis, Toxocara canis ve T. cati, Dracunculus medinensis, Onchocerca volvulus, Loa loa, Angiostrongylus, Wucheria bacrofti, Brugia malayi gibi Lenfatik filaryazis etkenleri
- Sestod: Echinococcus spp., Taenia solium
- Trematod: Fasciola hepatica, Opisthorchis sinensis, Paragonimus westermani
Hastalık yapıcı özellikleri
- Besin kaybı ve/veya kan kaybı
- Bazı proteinlerine karşı konağın inflamatuvar cevabı: Schistosoma, Trichinella
- İç organlara larva migransı: Strongyloides (hiperinfeksiyon), Ascaris (Löffler pnömonisi)
- Barsakta obstrüksiyon: Ascaris
Klinik Belirtiler
- Karın ağrısı, gerginlik: A. lumbricoides, S. stercoralis, T. trichiuria, Taenia, H. nana, G. lamblia, Cryptosporidium, Isospora
- İshal: S. stercoralis, H. nana, G. lamblia, Dientamoeba fragilis, Cryptosporidium, Isospora, Cyclospora, Microsporidium
- Dizanteri: E. histolytica, Schistosoma, Balantidum coli, T. trichiuria
- Bulantı-kusma: Giardia
- Anal kaşıntı: E. vermicularis
- Kanlı dışkı: E. histolytica, T. trichiura
- Anemi: Çengelli solucanlar (demir eksikliği anemisi), T. trichiura, D. latum (B12 vitamini eksikliği)
- Kilo kaybı: T. trichiura, Giardia (%50)
- Büyüme geriliği: Çengeli solucanlar
- Rektal prolapsus: T. trichiura
- Eozinofili: Toxacara canis, Trichinella spiralis, Çengelli solucanlar, Schistosoma
Protozoa
Entamoeba histolytica
- Rezervuarı insandır.
- Yalancı ayaklarla hareket eden, tek nukleuslu trofozoiti ve olumsuz şartlarda oluşan kistleri vardır.
- İnsana bulaşma kontamine su ve gıdalarla alınan 4 çekirdekli kistlerle olur.
- Nadiren cinsel yolla bulaşır.
- Klinik olarak akut amipli dizanteri tablosu yapar.
- Kalın barsakta şişe dibi tarzında ülserasyonlar saptanır.
- Kanlı mukuslu ishal (tipik), kramp semptomları ile başvurur.
- Bazen ameboma denilen kitleler yapar.
- Yayılım sonucu karaciğerde abse oluşur.
- KC abselerinin plevra yoluyla açılmasıyla akciğerde ve sistemik yayılımla beyinde abseler meydana gelebilir (Çukulatamsı abseler).
- Abselerde kist şekline rastlanmaz.
- Hastalık sonucu ince barsakta kistler oluşabilir. Bu kistler taşıyıcılarda yıllar boyunca hiç bulgu vermeden ya da aralıklı ishale yol açarak bulunabilir.
- Tanı taze dışkıda tipik hareketli, eritrositleri fagosite etmiş trofozoitler görünerek konulur.
- Dışkıda eritrositler yoğun iken lökositlerin az olması
- Charchot-Leyden kristalleri
- Kümeler yapan eritrosit dizileri görülmesi basilli dizanteriden ayrımda yardımcı
- Ayrıca ateş belirgin bir bulgu değildir.
- Dizanteri dışı ishal olgularında ve taşıyıcılarda dışkıda sadece kist şekilleri görülebilir.
- Abse varlığında serolojik testler (IHA) faydalı olabilir.
- Antijen testi tanıda oldukça önemlidir.
- Tedavide metronidazol önerilir.
- Lümen içi patojenlere etkili ilaçlar: Diloksanid furoat, İodokuinol, Paromomisin
- Sistemik etkili olanlar: Emetin, Dihidroemetin (özellikle abseler varlığında kullanılabilen çok toksik ilaçlardır)
- Klorokin sadece kc absesinde etkili ve taşıyıcıların tedavisi önerilmektedir.
Giardia duedonalis
- G. intestinalis ve G. lamblia olarak bilinir.
- İnsanda en sık rastlanandır.
- Kamçılı, ara konağı olmadan bulaşan bir protozoondur.
- Kistlerle oral yoldan bulaşır.
- Su kaynaklı salgınlar sıktır.
- Kistler duodenumda açılarak trofozoitler meydana gelir. Trofozoitler duodenum barsak duvarına tutunarak yaşarlar.
- Villus yapısında bozukluk yapar.
- Asemptomatik olabilir.
- En sık olarak ishal (kronik ya da tekrarlayan)
- Dışkı yağlı, kötü kokulu (steatore)
- Uzun süren ishal sonucu yağda eriyen vitaminler (özellikle A vitamini) emilimi bozulabilir
- Ağır büyüme-gelişme geriliği, malabsorbsiyonla sendromları yapabilir.
- Hipogammaglobulinemi ve immunsupresyon durumlarında tedaviye yanıtsız, kronik infeksiyonlar izlenebilir.
- Kistleri, rutin klorlama seviyelerine dirençlidir.
- Tanıda taze dışkıda kistler (bazen trofozoidlerin) saptanır.
- Kistlerde oval yapı ve sitoplazma ile kist duvarı arasındaki boşluk ve 4 nukleus tanıda yardımcıdır.
- Trofozoiti yandan basık, armut görünümünde 2 nukleuslu ve 4 çift kamçılıdır.
- Bazen duodenal sıvıda saptanarak tanı konulabilir (Enterotest) .
- Tedavide metronidazol, ornidazol kuallanılır.
Cryptosporidium parvum
- Barsak epitelinde hem seksüel hem aseksüel olarak gelişir.
- Bulaşmasında kalın cidarlı ookistler önemli rol oynar.
- Barsaklarda en sık jejunuma yerleşir.
- AIDS olgularında ciddi, ölümcül, kronik ishallere neden olur (immunokompetanlarda çok nadir)
- Bulaşma genellikle su kaynaklıdır. Daha nadiren insan-insan (cinsel temas dahil) bulaşabilir.
- 5 yaş altı çocuklarda sıktır. Erişkinlerde geçici ishal kliniğine neden olabilir.
- Kolera benzeri profüz sulu ishal
- Malabsorbsiyon
- Kolanjit yapabilir
- Tanıda Kinyoun EZN yöntemiyle aside dirençli olarak (kırmızı) boyanır ve ookistler ile içindeki sporozoitler görülebilir.
- Multipleks PCR panel testler kullanılabilir.
- DFA tanıda en iyi yöntemdir.
- ELİSA gibi yöntemlerle antijen tayini yapılabilir (giardia, E.histolytica ile birlikte kombine testler).
- Tedavide Nitazoxanide veya Paromomycin
- Dezenfektanlara ve suların klorlanmasına dirençlidir.
Dientamoeba fragilis
- Kist şekli olmayan ameboid bir protozoondur.
- Enterobius vermicularis yumurtaları ile taşınarak bulaşabilir.
- Kamçılılar (flagella+) arasında yer almaktadır.
- Gastroenterit etkenidir.
- Amip değil. Flagellası ile hareketli
- Kolonda hasara neden olur.
- Dışkı mikroskopisinde iki çekirdekli trofozoitleri görülerek tanınabilir.
- TEDAVI: doxycycline, metronidazole
Balantidium coli
- Silliler arasında insanı infekte eden tek türdür.
- İnsanda hastalık yapabilen en büyük protozoondur.
- Domuzlarda yaygındır
- Kontamine (kist) besinlerin ağızdan alınmasıyla bulaşır.
- Ülkemizde pek rastlanmaz.
- Genellikler belirti vermez. Portör olarak rol alır.
- Nadiren karaciğer apsesi, nekrotizan pnömoni, gözde keratit bildirilmiştir.
- Noninfektif Trofozoit (makronukleus ve mikronukleus içerir) ve infektif kist şekli var.
- Tedavide tetrasiklin önerilir.
Cyclospora (C. cayetanensis)
- Tek konak insandır.
- Ookistleri ile bulaşır.
- Özellikle su ve besinlerle bulaşır.
- Kronik, tekrarlayan ishale yol açar.
- Dışkıda ookistler EZN yöntemi ile gösterilebilir.
- Ookistleri Cryptosporidiuma benzer fakat daha büyüktür.
- Otofloresans vermesi ile görülüp tanınabilir.
Helmintler
İntestinal Nematodlar
- Vücutları segmentsiz, uzun silindirik yuvarlak solucanlardır.
- Çoğu toprak veya suda serbest yaşar.
- Dünyada en yaygın görülen infeksiyonlardan biri olup milyonlarca insanı etkiler.
- Sindirim ve üreme sistemi ve kas-sinir dokusuna sahip karmaşık çok hücreli mikroorganizmadır.
- Vücut yüzeyleri kütikülle örtülüdür.
- Uzunlukları birkaç mm'den 1 metreye kadar değişebilir.
- S. stercoralis ve Capillaria philippinens dışındaki erişkin nematodlar konakta çoğalamazlar. Seksüel olgunluğa eriştikten sonra yumurta veya larva üretirler.
- Sadece çoğalabilen ve yaşam döngüsünü tamamlayabilen erişkin nematodlar konakta aylarca, yıllarca yaşayabilirler.
- İnsanda çoğalma görülmediğinden (S. stercoralis hariç) alınan parazitsayısı çok önemlidir.
- Çoğu insana bulaşma aşamasında yumurtaların dış ortamda olgunlaşması gerekir.
- Nadiren ölümcüldürler.
- Klinik belirtilerin şiddeti konaktaki solucan yükü ile ilişkilidir.
- Çoğu anemi ve gelişme geriliği ile sonuçlanır.
- Kolesistit, karaciğer apsesi, apandisit gibi GİS komplikasyonlarına yol açabilirler.
- İnsanlar 4 şekilde infekte olur.
- Yumurtaların oral alınması (A. lumbricoides, E. vermicularıis, T. trichiura)
- Kontamine toprakla direkt temas (S. stercoralis, A. duodenale, N. americanus)
- Kan emen artropodlarla deriden (lenfatik filaryaz etkenleri)
- Larvalı etlerin yenmesi (Trichinella)
Ascaris lumbricoides
- Askariyazis etkenidir.
- İnce bağırsakta yaşayan en büyük (15-50 cm) solucandır.
- Bağırsakta 18 ay canlı kalabilir. En sık jejenum ve ileum orta kısımda bulunur.
- Embriyonlu yumurtanın oral alınmasıyla bulaşır.
- Mide asidi ile yumurtanın koruyucu dış kabuğu sindirilir ve serbest kalan larvalar ince barsağa geçer.
- Larva, bağırsak duvarını delerek hematojen yolla karaciğer ve akciğere göç eder.
- Alveol, bronş ve trakea yoluyla farenkse gelir ve tekrar yutularak ince barsağa geçerek erişkin forma dönüşür. Bu dolaşım 2-3 ay sürer.
- Erişkin dişi askaris günde 240.000 yumurta üretir.
- Dışkıyla atılanlardan gelişen infektif embriyonlu yumurtalar sert olup sıcaklık ve kuruluğa dayanaklıdır.
- 5-10C'de 2 yıl (nemli toprakta 6 yıl), 22C'de 3 hafta canlı kalabilir.
- Tüm dünyada en yaygın nematoddur.
- Çoğu asemptomatiktir.
- Larvalara bağlı akciğerde alveolar harabiyet ve salgıladıkları antijenlerin geçici eozinofilik infiltrasyonu sonucu Loeffler sendromuna neden olur.
- Akut başlayan hırıltılı solunum, psroksismal (ani ve geçici krizler halinde gelen) kuru öksürük ve yüksek ateş 2-3 hafta sürer.
- İshal, abdominal rahatsızlık, karın ağrısı, ürtikeryal döküntü, anjiyoödem, bağırsak ve biliyer tıkanıklık, peritonit
- Tanıda dışkının mikroskobisinde karakteristik kalın kabuklu yumurtaların görülmesiyle konur. Pulmoner formda solunum sekresyonu ve mide sıvısı incelenir.
- Dışkıda yumurtanın saptanması 2-12 ay önce alınmış infeksiyonu gösterir.
- Pnömonit (erişkin solucanlar henüz yumurtlayacak olgunluğa ulaşmadığından) veya kısa süre sonrasında dışkıda negatiflik tanıyı ekarte etmez. Ayrıca, görülmesi de tanıyı doğrulamaz.
- Pnömonit aşamasında tanı balgamın mikroskopisinde larvaların, eozinofillerin veya Charcot-Leyden kristallerinin görülmesiyle konur.
- Pnömonitte genellikle periferik eozinofili ve akciğer grafisinde geçici infiltrasyonlar görülür.
- Tedavide tek doz 400mg oral albendazol verilir. Alternatif 3 gün 200mg/gün mebendazol veya 11mg/kg/gün pirantel pamoat verilebilir.
- Pulmoner askariyaz kendini sınırladığından spesifik bir tedavi önerilmez.
- Kolanjit veya biliyer tıkanıklıkta ERCP veya cerrahi gerekebilir.
- Önlemede en etkin yol hijyen koşullarının iyileştirilmesi ve insan atıklarının uygun şekilde ortadan kaldırılmasıdır.
Enterobius vermicularis
- Kıl kurdu
- Tırnak, gece giysisi veya yatağa bulaşmış embriyonlu yumurta oral alınır.
- İnce barsağı üst kısmında erişkin (2-5mm) hale gelerek kalın barsağa geçer. Kolon lümeninde serbestçe dolaşıp çiftleşirler.
- Gebe dişiler gece rektum dışına göç ederek perianal ve anal bölgeye çok sayıda yumurta (11.000) bırakır.
- Yumurtalar atıldıktan sonra 6 saatte embriyone olur.
- Retroinfeksiyon: Ciltte kalan embriyone yumurtalardan çıkan infektif larvalar anüsten rektuma geri göç eder. Kadında genital yolla ektopik infeksiyonlara yol açabilir.
- Dünya çapında ılıman iklimlerde en yaygın nematoddur. Tüm çocukların yaklaşık 1/4'ü infektedir.
- Çoğu asemptomatiktir.
- Parazitin proteinlerine karşı oluşan geceleri peri-anal kaşıntı tipik olup en sık görülen semptomdur.
- Diyare, iştahsızlık, kilo kaybı, anemi, karın ağrısı, ürtiker, eozinofili, burunda kaşıntı, diş gıcırdatma, sinirlilik, gece korkuları
- Nadiren apandisit, vulvovajinit, salpenjit veya peritonitle sonuçlanabilir.
- Selofant yöntemi (3 gün art arda) ile uyandıktan hemen sonra veya yıkanmadan önce perianal bölgedeki yumurtaların mikroskopisi ile tanı konur.
- Karakteristik yumurtalar oval ve yan tarafı hafif düz görünümdedir.
- Dışıkıda yumurtanın veya perianal bölgede solucanın görülmesi nadirdir.
- Tedavide tek doz albendazol 400mg ya da mebendazol 100mg ya da 11mg/kg pirantel pamoat verilir.
- Yumurta veya larvalara yönelik olarak 2 hafta sonra tedavi tekrarlanır.
- Hasta ile yakın temastaki tüm bireyler (ev halkı, aynı kreşe devam eden çocuklar..) tedavi edilmelidir.
- Yumurtaları yok etmek için yatak ve iç çamaşırları sıcak su ile iyice yıkanmalıdır.
Trichuris trichiura
- Kamçılı kurt olarak bilinir.
- Doku göç fazı olmadığından yaşam döngüsü GİS ile sınırlıdır.
- Embriyonlu yumurta oral yolla alınır.
- Sonra, larvalar ince bağırsağa geçer ve bir dizi değişim geçirir. Oral yumurta alımı ve dışkıda yumurta bulunma süresi üç aydır.
- Erişkinin solucanın uzunluğu 5cm'dir. Konakta 2 yıl canlı kalabilir.
- Tropikal ve subtropikal bölgelerin kırsal ve yoksul bölgelerinde sık görülür.
- İnsan parazit için tek konaktır.
- Çoğu asemptomatiktir.
- Çocuk yaş grubunda parazit yükü daha fazla olduğundan infeksiyonlar daha ağırdır.
- Apandisit yapabilir.
- Çekumda yerleşmeyi sever.
- Karın ağrısı, ishal, rektal tenezm ve prolapsus (kolon rektumda kronik mukozal enflamasyon ve ödem), anemi
- Tanı dışkının mikroskopisinde bipolar limon şeklinde her iki ucunda tıkaç bulunan tipik yumurtaların tanımlanması ile konur.
- İlk seçenek mebendazol 100mg/gün 3 gün (%70 kür), alternatif albendazol 400mg/gün 3 gün ya da ivermektin 0.2mg/kg/gün 3 gün önerilir.
Ancylostoma duodenale, Necator americanus
- İnsanlardaki kancalı kurt infeksiyonlarından sorumludurlar.
- Dışkı ile dış ortama atılan yumurtalardan larvalar serbestleşir.
- Kontamine toprak veya çimdeki infektif filariform larvalarla özellikle 5-10 dk korunmasız çıplak ayakla temasla ciltten bulaşır.
- Giriş yerinde eritem, kaşıntılı makülopapüler, bazen veziküler döküntü oluşur.
- Larva hematojen yolla akciğer alveollerine ulaşır. Bronkotrakeal yolla farinkse ilerler. Yutularak GİS'e ulaşır.
- Larvalar cildi geçtikten 5-9 hafta sonra iki değişim geçirerek olgun erişkin forma dönüşür.
- A. duedonale kesici dişleriyle, N. americanus keskin damağı ile ince barsak mukozasına yapışarak yaşar.
- Burada çiftleştikten sonra erişkin dişi hergün dışkıyla atılan binlerce (A. duedonale 28.000, N. americanus 10.000) yumurta üretir.
- Sıcak, nemli toprakta yumurtadan çıkan filarifom larvalar başkalarını infekte eder.
- A. duedonale oral yoldan da bulaşabilir.
- Her iki parazit için insan kesin konaktır.
- Dünyada 500 milyondan fazla insan infektedir. N. americanus tüm dünyada yaygın, A. duedonale sınırlı coğrafi dağılım gösterir.
- GİS'ten kan kaybı ve demir eksikliği anemisi, ağır akciğer tutulumundan sonra gelişir.
- El-ayaklarda kaşıntılı eritematöz ve papüler döküntülere neden olur.
- Akut belirtiler larvanın akciğerden geçişi sırasında günler içinde ortaya çıkar.
- Kuru öksürük, boğaz ağrısı, hırıltılı solunum, hafif ateş ve geçici akciğer semptomları yapar.
- A. duedonale larvalarının oral alınmasıyla akut olarak bulantı, kusma, boğazda tahriş, öksürük, nefes darlığı ve ses kısıklığı ile karakterize Wakana sendromu yapar.
- İntestinal kanala yerleşmesi sırasında karın ağrısı, ishal, kilo kaybı gelişebilir.
- Dışkıda gizli kan veya melena şeklinde ortaya çıkar.
- Özellikle çocuklarda toprak (pika) yemeye neden olabilir.
- Tanıda kontamine toprak teması öyküsü önemlidir. Radyografide kısa süreli infiltrasyonlar, balgam/perifer kanda eozinofili tanıyı destekler.
- Primer karakteristik yumurtaların mikroskopi ile dışkıda görülmesiyle tanı konur.
- A. duodenale'nin serbest yaşayan larvası
- N. americanus larvası
- Tedavide tek doz 400mg oral albendazol bağırsak kancalı kurt infeksiyonu için verilir. Alternatif 3 gün 200mg/gün veya tek doz 500mg mebendazol kullanılabilir.
- Kutanöz larva migrans kendini birkaç hafta ya da ay içinde sınırlar. Tek doz ivermektin hızlı iyileşme sağlar.
- Önlemede en etkin yol hijyen koşullarının iyileştirilmesi ve insan atıklarının uygun şekilde ortadan kaldırılmasıdır.
Strongyloides stercoralis
- Diğer nematodlara göre daha az görülür. Tüm dünyada 30-100 milyon kişi infektedir. Tropikal ve subtropikal bölgelerde endemiktir.
- İnsandan insana bulaşarak yayılır.
- Dışkı ile kontamine toprakta yaşayan flariformların deriye girmesi ile bulaşır.
- Hematojen yolla akciğere alveol duvarına girer, bronkoalveolar ağaç, trakea ve farinkse ilerler, yutularak GİS'e geçer.
- Dişiler barsakta partnogenetik (döllenme olmadan) yumurtlarlar ve bu yumurtdan larvalar (rabditimsi) gelişebilir.
- Bunların bazısı filariform larva haline gelerek barsak duvarını deler ve kana ulaşır (iç oto infeksiyon)
- Bazı larvalar ise perianal bölgeye ulaşarak burada filariform larvalar oluştururlar ve böylece deriyi delerek kana geçerler (dış otoinfeksiyon)
- Karışık yaşam siklüsünü tümüyle insanda tamamlayabilen tek helminttir.
- İmmün yanıt mormalse otoinfeksiyon döngüsünü devam ettirir. Dekatlar boyunca aemptomatik kalabilir.
- Bu arada dışkı ile dışarı atılan larvalar toprakta iki farklı yolu izlerler:
- Bazıları toprakta flariform larva haline gelerek direkt olarakinsanları infekte edebilir (düz evrim)
- Bazıları gelişerek erişkin dişi ve erkek parazitleri oluşturur ve bu erişkinler birkaç nesil sonra infektif larvaları oluşturur (çapraşık evrim)
- Hücresel immünyetmezlikte (HIV) tablo ölümle sonlanabilir.
- Dissemine strongiloidiyaz larvarın geçişinde enterik gram negatif bakterilerin translokasyonu sonucu sıklıkla sepsis görülebilir.
- Vakaların 1/3'ü asemptomatiktir.
- Ciltte giriş yerinde kaşıntılı eritem gözlenir.
- Akciğere göç sırasında Loeffler sendromu benzer tablo yapar.
- Hiperinfeksiyonlu vakalarda akut başlangıçlı ateş, takipne, hipoksemi ve periferik eozinofili görülebilir.
- Hücresel immünite bozulursa çok sayıda genç larva, filariform larvaya dönüşür.
- Bağırsak duvarından girerek genel dolaşıma katılarak hiperinfeksiyon (olağanüstü parazit yükü) sendromuna yol açar.
- Larva Currens: Anüsten flariform larvaların göçü (5-15cm/saat), kalça, uyluk üstü ve karnın altında yılankavi (dolambaçlı) kaşıntılı eritematöz makülopapüler veya ürtikeryal döküntü yapar.
- Kesin tanısı taze dışkı, balgam, BOS, idrar ya da dokuda mikroskopik larvaların görülmesi ile konur.
- Dışkıda filariform larvaların bulunması aktif otoinfeksiyonun göstergesidir.
- Dışkıda %75 duyarlılık ve %95 özgüllük ile moleküler metod NAAT (GİS multipleks PCR panel)
- Dışkıda flariform larval antijenleri saptamda ELISA IgG %83-93 duyarlılık ve %95-98 özgüllük
- Tedavide 0.2mg/kg ivermektin 2 gün verilir, 2 hafta sonra aynı şekilde tekrarlanır (kür %94-100). Alternatif albendazol 400mg/gün 1 hafta verilebilir (kür %38-87).
Trichinella spiralis
- İnsan hem son konak hem ara konak olabilir, hem erişkin hem larvası bulunup hastalık oluşturabilir.
- En sık olarak içinde larvalar bulunan domuz etiyle insanlara bulaşır.
- Alınan larvalar barsakta serbest kalırlar ve barsak mukozasına yerleşerek erişkin hale dönerler.
- Burada intrauterin olarak oluşmuş larvalar (vivipar) direkt olarak lenfatikler ve kan yoluyla tüm vücuda yayılır.
- Yayılan larvalar sadece çizgili aktif kaslarda yerleşebilirler.
- En sık diafragma, dil, larinks, karın kaslarını tutarlar.
- Burada yerleşen larva konak tarafından oluşturulan yanıtla oluşan bir kist duvarı içinde sınırlanır.
- Kalp kasındakiler enkiste olamazken genelde kistler bir süre sonra kalsifiye olurlar.
- Hem erişkini hem larvası hastalık
- Erişkinlerin barsağa yerleşmesi sırasında, infekte et yenilmesinden 1 -2 gün sonra yeni gelişen erişkin barsak duvarına yerleşirken kanlı-mukuslu bir ishal oluşabilir.
- Kistler ise bulunduğu bölgeye ve yoğunluğa bağlı olarak bulgular oluşturabilir.
- Eozinofili, kas enzimleri artışı, periorbital ödem en belirgin tablodur.
- Dışkıda erişkinler, kanda ya da dokularda larvalar görülerek tanı
- Periferik kanda T. spiralis larvaları
- Kas biopsileri tanıda faydalı olabilir.
- Antikor yanıtı faydalı olabilir.
- Tiabendazol, dietilkarbazin
Visseral larva migrans
- Son konağı insan olmayan nematod larvalarının insanda yaptıkları hastalıkları tanımlar.
- Köpeklerin helmint paraziti olarak bilinir (resim).
- En sık etken Toxocara canis' tir.
- Yumurtaları insanlara bulaşabilir.
- İnsanlara bulaşan larvalı yumurtalardan çıkan larvalar barsak duvarına geçerek dolaşıma karışır.
- Ulaştığı bölgelerde granülom oluştururlar
- En sık karaciğerde granülomlar görülür.
- Diğer önemli ve sık bir tutulum yeri gözdür.
- Reinfeksiyonlarda hiperreaktif bir yanıt
- Toprak yeme öyküsü olan ve hipereozinofili görülen her çocukta akla
- Çoğunlukla çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür.
- Biopsiile kesin tanı konulabilirse de sıklıkla serolojik yanıt araştırılarak tanı konulmaya çalışılır.
- ELİSA ve Western bloting ile doğrulama tercih edilen yöntemdir.
- İnsanda erişkin şekli oluşamadığı için yumurtaları saptanmaz.
- Kesin bir tedavi belirlenmemiş olsa da eozinofili ve Toxocara Ig E (+) olguların tedavisi önerilmektedir.
- Mebendazol, Tiabendazol, Dietilkarbamezin
Kutanöz larva migrans
- Ancylostoma braziliense gibi nematodların cilde göç ettiği bir durumdur.
Sestodlar
- Yassı solucanlardır.
- Vücutları baş (skoleks), boyun ve proglottis (genç-olgun-gebe halkalar) kısımlarından oluşur.
- Sindirim ve dolaşım sistemleri yoktur. Hepsi hermafrodittir (erkek dişisi ayrıdır) ve parazit olarak yaşarlar.
- Erişkin formu GİS'te, larva formu karaciğer, akciğer, kas, beyin, göz ve diğer organlarda yaşar.
- Baş kısmında tutunmayı sağlayan 4 çekmen bulunur (Diphyllothrium latum hariç)
- Bazılarında çengellerde bulunur.
- D. latum hariç yumurtalarında kapak yoktur.
Taenia saginata
- Taeniazis hastalığın genel adıdır.
- Erişkini insan (son konak) ince bağırsağında, larvası sığırlarda (ara konak) bulunur.
- Yaşam siklusu insan-sığır-insan'dır.
- Erişkin parazitin boyu 5-8 metredir, 25 metreye ulaşabilir. 1000-2000 halkadan oluşur. T. solium da 1000 halka var ve uzunluğu 2-7 metredir.
- Diğer tenya türlerinden farklı olarak skolekslerinde rostellum ve çengel yoktur. "İnsanların silahsız şeridi" olarak bilinir.
- Gebe halkalarının herbiri T. saginata'da 100.000 , T. solium'da 50.000 yumurta taşır.
- Tür tayininde rol alan gebe halkalardaki ana uterin yan dal sayısı T. saginata'da 15-20, T. solium'da 7-13'tür.
- T. saginata'nın kopan halkaları, T. solium'dan farklı olarak hareketlidir. Dışkılama, oturma, yatma esnasında anüsten ara ara çıkarlar. Halk arasında "abdest bozan" bilinir.
- Dışkıyla atılan gebe halkaların parçalanmasıyla yumurtalar serbestleşir ve otlaklarda ara konak olan sığırlar tarafından alınır.
- Yumurta 35mikrometre çapında, yuvarlak veya ovaldir, kalın enine çizgili kabukla çevrili, 6 adet çengelli embriyo (onkosfer) içerir.
- İnfekte yumurtaların alınması ile yumurtadan çıkan hareketli embriyon bağrsak duvarına penetre olur. Kan dolaşımı ile kaslara yerleşir.
- 2 ay içinde cysticercus bovis adlı, 10mm, oval, beyaz, içi sıvı dolu kese şeklinde larvalar oluşur.
- Az pişmiş ya da çiğ sığır etinin (etli çiğ köfte) yenilmesi veya infekte etlerle uğraşanların ellerini ağzına götürmesiyle larvalar insana bulaşır.
- 2-3 ayda hastalık belirtileri ortaya çıkar. Erişkin parazit insanda 40 yıl yaşayabilir.
- Çoğu asemptomatiktir.
- En sık semptom halkaların anüsten atılmasıdır.
- Sinirlilik, uykusuzluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, epigastrik karın ağrısı, şişkinlik, geğirme, bulantı, kusma, konstipasyon/diare görüebilir.
- Nadiren ürtiker görülür. Az hastada kusma esnasında solunum asfiksi, apandisit ve kolesistit yapabilir. Uterusta yerleşimle postmenapozal kanama görülebilir.
- Tanıda dışkı ve selofan bant (halkanın yumurtlama deliği yok, bağırsakta parçalanmazsa dışkıda görülmez) yöntemiyle parazit yumurta ve halkaları saptanabilir.
- Tür ayırımı baş incelemesi ve uterus yan dal sayısına göre yapılır.
- Kanda eozinofli %15 vakada saptanır.
- Dışkıda ELİSA ile tenya spesifik koproantijenler saptanabilir. Tedaviden 9-17 gün sonra negatifleştiğinden takipte kullanılabilir.
- PCR ile T. saginata DNA'sı gösterilebilir.
- Tedavide ilk seçenek prazikuantel 5-10 mg/kg oral tek doz verilir. 4 yaş altı güvenli değildir.
- Niklozamid kullanılabilir. Parazit mitokondrisinde oksidatif fosforilasyonu, ATP yapımını ve anaerop metabolizmay önler. Erişkine etkili iken yumurtaya etkisizdir.
- Skoleks haraplanması başarı göstergesidir. Niklozamidde başarı %95'dir. 3 ay sonra halka çıkarmaz veya dışkıda yumurta saptanmazsa başarı sağlanmıştır.
- Albendazol ve nitazoksanid alternatif ajanlardır.
- Korunmada infekte insanlar tedavi edilir. Etle uğraşanlar eldiven kullanır. Çiğ etten kaçınılır.
- 56C'de 5 dak ya da -20C'de 7-10 günde etlerdeki infekte larvalar harap olur.
- İnfekte sığırlar prazikuantel ile tedavi edilir.
- Halkın bulaş yolları açısından eğitilmesi, alt yapının iyileştirilmesi ve tuvalet alışkanlığının kazandırılması önemlidir.
Taenia solium
- Domuz şeridi, silahlı tenya
- Yaşam döngüsü T. saginata'ya benzerdir. Ancak ara konak domuzdur.
- Az pişmiş ya da çiğ domuz etinin yenilmesi veya infekte etlerle uğraşanların ellerini ağzına götürmesiyle larvalar (Cysticercus cellulosa) insana bulaşır.
- Parazitin hem erişkini hem de larvası insanda infeksiyon yapar.
- Yumurtaları T. saginata'dan farklı olarak infeksiyöz'dür.
- T. solium infekte kişilerin yumurtaları tekrar almasıyla (otoinfeksiyon) "sistiserkoz" denen larval infeksiyon gelişebilir.
- Larvanın sayısı ve bulunduğu dokuya göre klinik bulgular değişir.
- MSS yerleşimi ile konvülzyonlar sıklıkla görülür.
- Larval dönemde yerleştiği organa göre kas ağrısı, görme bozukluğu, epilepsi, felç veya başağrısı gibi belirtiler gözlenebilir
- Tanıda T. saginata ile benzer yöntemler kullanılabilir.
- Halkalarda T. solium’un daha az yan dal (7-13 dal) oluşturduğu gözlenir.
- Erişkinin baş kısmında rostellum üzerinde sıralanmış çengeller (silahlı tenya) ayrımda işe yarayabilir.
- Sistiserkoz radyolojik inceleme ile ortaya konulabilir.
- Tedavisi T. saginata ile benzerdir.
- Tek doz prazikuantel veya niklozamid (sistiserkoz riski var, çünkü yumurtalara etkisiz) ilk seçeneklerdir.
- İlaçtan 2-4 saat sonra müshil verilerek tenyanın hızla atılması sağlanır.
- Sistiserkoz riski nedeniyle tüm hastalar ve gebeler tedavi edilmelidir.
- Sistiserkoz tedavisi cerrahidir.
- Korunmada T. saginata ile benzer önlemler uygulanır.
Hymenolepsis nana
- Cüce şerit (insan bağırsağında parazitlenen en küçük şerittir)
- Dünyada en sık rastlanan sestod infeksiyonudur.
- Ara konağa gereksinim göstermeden, insandan-insana bulaşabilen tek sestoddur.
- Dışkıda bulunan yumurtaların yutulması ile bulaşır.
- Yumurtadan çıkan onkosfer barsak villuslarında sistiserkoid hale sonra erişkin hale gelerek barsağa tutunur.
- Atılan gebe halkadan çıkan yumurtalar infektiftir ve bazen barsakta açılarak sistiserkoid larva ve erişkin haline dönebilir (hiperinfeksiyon).
- Barsakta hem larva hem erişkin şekli bulunabilir
- Başlıca çocuklarda görülür. Çoğu asemptomatiktir.
- Karın ağrısı, ishal, anemi, baş dönmesi, allerjik döküntü, uykusuzluk
- İmmün sistemi baskılanmış hastalarda fırsatçı infeksiyon olabilir.
- Tanı dışkı mikroskopisinde tipik, şeffaf, polar iplikçikleriyle kolayca ayrılan yumurtaların görülmesi ile konur.
- Tedavide Niklozamid, Praziquantel kullanılabilir.
Diphyllobothrium latum
- Balık şeridi olarak bilinir.
- Göl, nehir çevreleri ve çiğ balık tüketilen toplumların hastalığıdır.
- İnsanda infeksiyon yapan en büyük şerittir (10-12 metre, ancak 30 metre kadar olabilir)
- Skoleksi badem ya da armut şeklindedir. Çekmen yoktur fakat boylu boyunca uzanan iki emme çukuru bulunur.
- Halkalarında yumurtlama deliği bulunması ve yumurtalarının kapaklı olması ile diğer sestodlardan farklıdır.
- Dışkıyla atılan yumurta infektif değildir. Göl veya nehirlerin tatlı sularında olgunlaşır ve larvalar (coracidium) gelişir.
- Gelişimini tamamlaması için 2 arak konak gerekir. 1.si tatlı su yumuşakçaları (cyclops) ile larvalar procercoide dönüşür, 2.si balıklar yumuşakçaları yer pleurocercoide dönüşür. Küçük balıkları büyük balıkları yer bunlarda gelişen pleurocercoid bulaşmada daha önemlidir.
- İyi pişmemiş balıkların tüketimi ya da parazit yumurtalarının elle oral alımı ile bulaşır. Öyküde önemlidir.
- Sıklıkla asemptomatiktir. 30 yıl veya daha uzun yaşarlar.
- İnfekte kişiler halkaların atıldığını farkederler.
- Halsizlik, baş dönmesi, ishal, karın ağrısı, kilo kaybı görülebilir.
- Jejenumda erişkin D. latum B12 vitamini emerek depolar. B12 vitamini eksikliğine bağlı pernisyöz anemi yapar. Sinir sisteminde hasara yol açabilir.
- Tanıda dışkıda karakteristik kapaklı yumurtaların görülmesiyle tanı konur.
- Rozete benzer kahverengi-esmer halkalar tanıda değerlidir.
- Tedavide Praziquantel tercih edilir. Alternatif niklozamid kullanılır. B12 vitamini parenteral verilir.
- Korunmada iyi pişmiş veya derin dondurcuda dondurulmuş (en az -10 dercede 24 saat) balık yemekle önlenebilir.
Trematodlar
- Yapraksı solucanlar
- Yaprağa benzer tek parçalı bir yapıdadırlar (Schistosoma daha uzun solucanımsı bir yapıdadır).
- Çekmenleri vardır ve sindirim sistemleri kör olarak sonlanır.
- Schistosoma hariç hermafrodittirler.
- Kapaklı yumurtalara sahiptir.
- Erişkin şekilleri vertebralılarda bulunurken larva dönemleri salyangoz cinsinde geçer ve bu salyangoz cinsi coğrafi dağılımlarını belirleyen en önemli belirleyicidir.
- İnsanda belirli dokuların tutulduğu görülür:
- Karaciğer-trematod: Fasciola hepatica, Dicrocoelium dentriticum, Opistorchis spp., Clonorchis sinensis
- Barsak-trematod: Fasciolopsis buski, Heterophyes heterophyes, Metagominus yokogawai, Gastrodiscoides hominis, Echinostoma spp.
- Akciğer: Paragominus westermani
- Kan damarları: Schistosoma
- Yaşam döngüleri karışık fakat genel anlamda birbirine benzerdir.
- İnsandan atılan yumurtalar içinde miracidiumlar vardır. Uygun konak olan yumuşakçaya ulaşırlarsa döngü devam edebilir. Burada sporokist ve redia yapıları oluşur ve bu yapılardan dış ortama cercaria (serkaryalar) salınır.
- Serkaryalar diğer bir ara konakta ya da su bitkilerinde kistleşerek beklerler (metacercaria) ve insan tarafından alınınca erişkin aşamaya gelerek infeksiyon oluştururlar.
- Schistosoma serkaryaları ise suda yüzerek deriden insanları infekte edebilir.
- Trematod infeksiyonları tedavisinde pirazikuantel kullanılır.
Fasciola hepatica
- Karaciğer ve safra yollarında yaşayan trematod’dur
- Yumurtalar dışkıyla atılır ve suda miracidiumlar gelişimini sürdürerek salyongaza ulaşırlar.
- Galba truncatula, Avrupa'da Fasciola hepatica'nın ana ara konağı olan amfibi tatlı su limnaeid salyangozu
![]()
- Serbest yüzen serkarya, flagella
- Çimenlere yapışan kistler
- Salyongozda sporokist, redia ve bunlar içinde çok sayıda serkaryalar oluşarak salyangozdan ayrılır ve su bitkileri üzerinde kistleşerek metaserkarya formuna döner.
- Bu bitkilerle ya da kirli suların içilmesi ile metaserkaryalarla son konaklara bulaşabilir.
- Metaserkaryalar barsakta açılır ve periton boşluğuna geçerek buradan KC kapsülünü delerek KC’e ulaşır.
- Burada kapsül altında sonra safra yollarında yerleşerek uzun yıllar yaşayabilir.
- Erişkin formları 2-3 cm boyunda 1 cm enindedir yaprak şeklindedir
- Ülkemizde koyun, keçi ve sığırlarda sık
- Halk arasında büyük karaciğer kelebeği olarakta bilinmektedir
- Klinik bulgular akut olarak karaciğer tutulumu bulguları (ateş, hepatomegali, karın ağrısı) , akciğer infeksiyonu, deri altında ya da diğer ektopik yerleşim alanlarına ulaşma ile ilgili olabilir.
- Kronik dönemde kolanjit atakları
- Eozinofili ile asemptomatik bir form şeklinde izlenebilir.
- Tanıda dışkı/safrada yumurtalar saptanabilir. İlk üç ayda yumurtalar saptanamaz
- IHA ve ELİSA ile antikor yanıtı araştırılabilir.
- Özellikle BT başta olmak üzere görüntüleme testleri tanıda faydalıdır.
- Tedavide Triklabendazol, Nitazoksanid, Prazikuantel
Paragonimus westermani
- Uzak Doğu, Batı Afrika ve Amerika
- Su kabuklularının çiğ olarak yenmesi ile alınan metaserkaryalar duodenumda açılarak periton boşluğuna ulaşırlar.
- Buradan diafragmayı delerek akciğerlere ulaşırlar ve erişkin şekiller akciğerlerde oluşur.
- Akciğerde kronik infeksiyona bağlı fibrozise neden olurlar.
- Nadiren MSS, karın içi organ tutulumları yapar.
- Balgamda bazen dışkıda yumurtalar saptanır.
Clonorchis sinensis
- Uzak Doğu’da sıktır.
- Çiğ balık yemekle bulaşır.
- Karaciğer tutulumu ile siroz gelişir.
- Kolanjiokarsinom ile ilişkilidir.
- Tanı dışkıda yumurtaların görülmesiyle konulabilir.
Fasciolopsis buski
- Büyük bağırsak kelebeği
- Domuz yetiştiriciği ve dere kenarı bitkilerinin yıkanmadan yenmesi ile bulaşır.
- Fasciola hepatica’dan daha büyüktür.
- Son konak: domuz ve insandır.
- Evrimi diğer trematodlara benzer.
- Metaserkaryalar, insan tarafından ağız yolu ile alındıktan 3 ay sonra ince bağırsakta erişkinleşir.
- Genellikle duodenum ve jejenum mukozasında mekanik, toksik ve enzimatik etkiler, villus atrofisi, malabsorbsiyon, tıkanma ve ağır enfeksiyonda ülser gelişebilir.
- Dışkı sarı-yeşil ve pis kokuludur ve dışkıda kan bulunabilir.
- Formol-etil asetat çöktürme ve “Kato-katz” kalın dışkı preparatı incelenmesi ile tanı konabilir.
- Periferal eozinofili, anemi diğer laboratuvar bulgularıdır.
- Tedavi: prazikuantel
Korunma
- İnfeksiyon zincirinin kırılması
- Vektörle mücadele
- Kanalizasyon sistemlerinin düzenlenmesi
- Hijyenik şartlara uyum sağlanması
- Ellerin yıkanması
- Tırnakların kesilmesi
- Çiğ sebzelerin yıkanması, pişirilerek yenmesi
- Çiğ et yenilmemesi
- Suların kontaminasyonunun engellenmesi
- Şüpheli suların kaynatıldıktan sonra içilmesi
- Kirli sularda yüzülmemesi
- Çıplak ayakla toprakta dolaşılmaması
- İnsan ve hayvan atıklarının ortadan kaldırılması